Rasim Ozan Kütahyalı röportajı Halk TV’de nasıl yayınlandı? Cafer Mahiroğlu anlattı

Rasim Ozan Kütahyalı ile İmralı süreci hakkında, Halk TV’nin Youtube kanalında dün yayınlanan röportaj sonrasında, başta Barış Pehlivan olmak üzere birtakım Halk TV programcıları tenkitlerini toplumsal medyadan lisana getirmiş, kanal siyasetlerini gaye almışlardı.

Gün uzunluğu süren ve Halk TV’yi maksat alan paylaşımların akabinde Halk TV Yönetim Kurulu Lideri Cafer Mahiroğlu süreci anlatmak için Kayda Geçsin programına katılmak ve yanıt hakkını kullanmak istediğini, bu talebinin reddedildiğini duyurdu.

Cafer Mahiroğlu’nun paylaşımı şöyle:

“Kamuoyuna duyuru

Dün akşam, Youtube kanalımızda yayınlanan bir röportaj nedeniyle toplumsal medyada bir küme Halk TV programcısı tarafından bana ve kanala yönelik bir kampanya başlatıldı.

“O RÖPORTAJDAN HABERİM YOKTU, OLSA VERMEZDİM””

Kampanyanın münasebetine özne olan Rasim Ozan Kütahyalı’nın ne benimle, ne de kanalın yayın çizgisiyle uzaktan yakından alakası yoktur ve olamaz.

Bu büsbütün bir yol kazasıdır. Ayrıyeten televizyon kanalı ve internet sitesinden farklı bir idareye sahip olan Youtube platformumuz için o röportajın yapıldığından bilgim yoktu. Olsaydı onay vermezdim.

Bir iş insanı olarak her şeyimi riske atarak bu işe girdiğimde, hedefim onlarca gazeteciye kelamını söyleyebileceği demokratik bir platform sağlamaktı.

Kanalda program yapan arkadaşlarımızın, kanalı ve işverenini rahatlıkla eleştirmesi, eleştirel gazetecilik kültürünü oturttuğumu gösteriyor, bundan ötürü memnunum.

“SÖZ HAKKI TALEP ETTİM, REDDEDİLDİ”

Fakat kelam hakkının kutsallığına olan inancım konusunda hayal kırıklığı yaşıyorum. Sürecin nasıl geliştiğini, o röportajın nasıl yayınladığını izleyicilerimize anlatmak için Kayda Geçsin grubundan kelam hakkı talep ettiğimde, bu talebim reddedildi.

Cevap hakkımı kullanmakta ısrar edince, program yapmamayı tercih ettiklerini ilettiler. Meğer yanıt hakkı kutsaldır ve hiçbir demokrat bunu reddetmez.

Söz hakkını reddetmenin ne vicdanlarda, ne Halk TV kültüründe yeri vardır.

Bu tavrı kelam hakkının kutsallığına inanan tüm demokratlar, paydaşlar ve izleyicilerimizin vicdanına bırakıyorum.”