İsmail Saymaz’a örgüt arıyoruz!

Ergenekon günlerinden unutulmaz bir olaydır: Eski istihbaratçı Hanefi Avcı, OdaTV davasının yanı sıra Devrimci Karargah davasına da yazılmıştı.

İlk duruşmada bir ortaya geldiklerinde de olanlar olmuştu. Devrimci Karargah sanıkları Hanefi Avcı’ya hakaretler etmiş, ayakkabı fırlatmıştı.

Bir de üniversite öğrencisi Erdal Kozan’ı hatırlıyorum: Seyahat günlerinde tutuklanmıştı. Karşısına da tam 9 örgüt isminin yazıldığı bir iddianame çıkmıştı. Delikanlı da hakime sormuştu:

“Arama kararında 9 örgüt var. Hangi örgüt üyesi olduğum belirtilmemiş. Örgütü siz mi seçiyorsunuz, yoksa biz mi beğeniyoruz?”

Yıllar yıllar sonra benim de başıma geldi. 7 küsur yıl mahpus istemiyle yargılandığım davada cihatçısından PKK’sına ne kadar teröre örgütü varsa soruşturulmuştum. Ancak sonuçta hangisiyle ilgili propaganda yaptığım belirtilmemişti.

Ben, biraz 75 yaşın verdiği yükle biraz da son aylardaki sıhhat problemlerimin baskısıyla sıkıntıyı kurcalamadım. “Hangi örgüt” diye sormadım.

Ama bugün İsmail Saymaz’a “tahminini” sordum. “Tahminini” diyorum. Çünkü yurt dışı yasağı olduğunu havaalanında pasaportuna el konunca anlamış.. Lakin nedenini bir türlü öğrenememişti.

İlginç doğal. Onca karanlığı haberleriyle aydınlatan gazeteciler, kendi başlarına ne geldiğini yahut gelebileceğini bilemiyor. Öğrenemiyor.

Nitekim ne İsmail ne de avukatı öğrenebilmiş: Hakkında yurt dışı yasağı getirilecek kadar önemli bir sav ne olabilir!

Arayıp sordum. En ufak fikri yok. Fikri yok, zira ne kendisine ne de avukatına bilgi vermişler. “GİZLİLİK KARARI VAR” deyip geçmişler.

İnsan düzgünce merak ediyor değil mi!

Gizlilik kararı hangi seviyede tez / ispat / şahit / evrak olunca verilir!

İsmail “hiçbir fikrim yok” dedi tekrar. Lakin elbette bir kestirimi var. Saray (görevlisi demek çok ağır olur herhalde) sevdalısı kalemleri Erdoğan’ın ufukta beliren “medya operasyonunu” yazıp duruyor ya..

Mesela Cem Küçük açık açık yazdı ya:

“Halk TV bilhassa Seyahat darbe teşebbüsü başarılı olsun diye üç ay yayın yaptı. O yayınları inceleme süreci bitti. Operasyonun düğmesine basılması an problemi. Ramazan Bayramı’ndan evvel olur mu bakacağız.”

Ve, Gezi’yi “seçilmiş hükümete darbe girişimi” diye niteleyip soruşturmanın, davanın nerelere varabileceğini işaret etti ya..

Tahmin sıkıntı değil.

Yine de bir örgütten kelam edilebilir mi, emin değilim.

Hani bir dizi tarif vardır:

* Örgüte üye olmak..

* Üye olmamakla birlikte örgüt için çalışmak, propagandasını yapmak..

* İltisaklı olmak.. vs.

Böyle önemli bir sıkıntıda tuhaf kaçacak tahminen lakin, “iltisak” TDK’ya nazaran “kavuşmak” manasına geliyor. Milliyet’in bir yorumuna nazaran de “uzun bir ortadan sonra bir ortaya gelen ve hasret gideren aşıklar” manası taşıyor.

Eğer İsmail ya da Halk Tv’den bir gazeteciyi önümüzdeki günlerde bir davanın kahramanı olarak görürseniz, bilin ki Saray ve kalemlerinin “DEMOKRASİ AŞKINDAN”.

Zaten Adalet Bakanı Tunç dün o aşkı vurguladı. Türkiye’de basın özgürlüğü hiçbir ülkede yoktu. Cezaevindeki gazeteciler de gazetecilikten değil örgütten, iktidara darbe teşebbüsünden yatıyordu.

Bakan palavra söyleyecek değil ya! Bu net açıklamadan sonra bize İsmail’in örgütünü ve iktidarı ne yolla devirmeyi tasarladığını bulmak kalıyor.

Sonra sıra Halk TV’ye onun için döşenen yoldan geçip mi gelir?

Tam 80 vilayette milyonlarca kişinin katıldığı.. İstanbul’daki protestolarda Seyahat Parkı’ndaki çadırlar FETÖ işi olduğu açık bir kumpasla yakılınca tansiyonun yükseldiği.. Her istikameti ve açısıyla “HABER” olan bir durumu yayınlamak nasıl hata olacak, bilemiyorum.

Eğer öyleyse, bundan, kanalın o sıradaki kelam sahibi Deniz Baykal ve daha sonra kanalın başına geçen kızı Aslı Baykal hissesini alacak mı? Onu da bilemiyorum.

Türkiye’de gazetecilik ne kadar heyecan verici değil mi!

Bakıyorum dünya medyasına; kuantum mekaniğinin hayatımıza tesirleri ne olur.. Yapay zeka ile sonumuzu mu hazırlıyoruz.. Uzayda 10 ay kalan astronotların bedenlerinde ve hatta DNA’larında nasıl tahribat yaşanmıştır üzere soruları tartışıyor.

Bizdeki soru ise hem çok heyecanlı hem de itiraf edin çok seksi:

“HANGİ ÖRGÜTTENSİN CANIM..”