Fenerbahçe’nin 3 korkusu gerçek oldu: Yenilginin nedenini açıkladı

Glasgow’da destansı bir direniş sergileyip, 120 dakika boyunca hudutlarını zorlayan Fenerbahçe, Avrupa defterini kapatmış olsa da alanda bıraktığı izlenim büyüleyiciydi.
O maçtan üç gün sonra önünde değişik bir meydan okuma vardı; Samsunspor.
Avrupa’dan elenmenin getirdiği moral çöküntüsü, 120 dakikalık çabanın ağır yükü ve başkan Galatasaray’ın farkı 10 puana çıkarmasının tedirginliği.
Yorgun vücutlar, yıpranmış zihinler ve kaçınılmaz bir ruhsal baskı…
Bu etkenler Fenerbahçe’nin en kritik virajda 2 puan kaybetmesine neden oldu.
Oysa başlama düdüğüyle birlikte Sarı Lacivertliler, oyunun denetimini eline aldı. Kanatlardan Kostic ve Oğuz’un atakları, ceza alanında yankılanan lakin sonuçsuz kalan birer fısıltıydı. Birinci 45 dakikada bu baskıya karşın beklenen gol gelmedi. Bunun nedenlerinden biri, Dzeko ve Talisca’nın birinci kere atak çizgisinde yan yana oynamasıydı. Şimdi birbirlerini sezgisel olarak tamamlayamayan ikili, üretkenlik açısından eksik kaldı. Meğer ki, yalnızca kanatları değil, merkezi de zorlamaları, ceza alanı dışından şut denemeleri yapmaları gerekiyordu. Zira bir kuş, tek kanatla uçamazdı.
Oysa birinci yarıda Fenerbahçe, oyunu öylesine domine etti ki, Samsunspor’un koca 45 dakikada tek bir şutu bile yoktu. Ne bir tehlikeli atak, ne bir korner, ne de ofsayt… Onlar için vakit durmuş üzereydi, ama Fenerbahçe için vakit hâlâ akıyor ve bir yanıt arıyordu. Alandaki bu hakimiyet, bir fırtına öncesinin sessizliği miydi, yoksa kaçırılan fırsatların yarattığı bir yazgı kırılması mı?
Kadıköy’de gergin bir akşam…

Fenerbahçe, ikinci yarıya tekrar baskılı başladı. Sarı Lacivertliler, adeta dalga dalga Samsunspor kalesine yükleniyor, tribünler her geçen dakika daha da sabırsızlanıyordu. Ancak kırmızı-beyazlı savunma duvar üzere ayaktaydı. Beklenen gol bir türlü gelmiyordu.
Dakikalar ilerledikçe alandaki tansiyon tribünlere de yansıdı. Kaygı ve gerilim, geceye ağır bir sis üzere çökmüştü. Derken, 58. dakikada Mourinho düğmeye bastı. En-Nesyri, Szymanski ve Osayi-Samuel’i oyuna sürdü. Kısa bir müddet sonra İrfan Can Kahveci de alandaydı. Artık Fenerbahçe için her şey hamlesi düşündürüyordu.
Ve baskı daha da arttı… 73. dakikada Szymanski’nin baş vuruşu direğe çarpıp dışarı çıktı; umutlar bir kere daha havada asılı kaldı. Dakikalar sonra Samsunspor’un golcüsü Mouandilmadji ikinci sarı kartını görerek oyun dışında kaldı. Kadıköy bir an için umutla titredi. Fenerbahçe, 10 kişi kalan rakibini büsbütün abluka altına aldı. Lakin günün kahramanı Samsunspor kalecisi Okan’dı. Son dakikalarda yaptığı iki inanılmaz kurtarış, Sarı Lacivertlilerin baht anlarını belirledi.

26 şut, 10 korner, yüzde 65 topla oynama… Ancak tabelada hâlâ sıfır.

Futbolun cilvesi bir defa daha kendini gösterdi. Bazen ne kadar saldırırsan saldır, baht senden yana olmadığında top çizgiyi geçmez. Ve bu sonuçla Fenerbahçe, bir maç eksiğiyle önder Galatasaray’ın 9 puan gerisinde kaldı.

Belki de şampiyonluk, bir diğer bahara kaldı…